Kariyerinize Yol Verin
Birçoğumuz tıpkı doğada varolan canlıların ya da piyasaya yeni çıkan bir ürünün Doğal Yaşam Eğrisine paralel bir kariyer hayatı yaşarız. Pazarlamacıların çok yakından tanıdığı Ürün Yaşam Eğrisi kavramını 4 ana fazlı haliyle kariyerimize uygularsak; Bizler de
1- İlk işimize girer, iş hayatıyla tanışır, bir yandan da kendimizi iş yaşamına sunarız. Bu Giriş evresinde ilk girdiğimiz işyerinin kültürü bize bulaşır ve eğer ilk işimizde tutunabildiysek birçok meziyetimizi de burada keşfederiz. Mesleki bilgi ve becerilerden tutun, iş arkadaşlarıyla, müşterilerle, tedarikçilerle iletişim usülümüze, karakterimize burada şekil veririz.
2-Artık işimizde tutunmanın da ötesinde işimize değer katmaya başlamışızdır Gelişme safhasında öte yandan yeni yetkiler ve sorumluluklar bizi farklı alanlarda da gelişime zorlar. Yöneticilik, liderlik, takım çalışması, farklı ülkelerde iş yapma, yeni departmanlarda iş yapma gibi yeni zorluklar bizi işimize daha da bağlar ve bize gelişim keyfi verir. Ya da mevcut işimiz bizi bir rutine saplar ve gelişim olanağı yakalayamayız. İşte bu durumda kafamızı kaldırmak zorunda kalır ve kıymetimizi bilecek, bize yeni birşeyler katacak, gelişimimize destek olacak yeni işletmeler ararız. Aslen aradığımız iyi yaşam koşullarının yanı sıra hatta bazen ondan da öte "değer verilmek"tir.
3-Eğer herşey yolunda gittiyse ideal olarak 1-3 işletme tanıyarak, ya da daha fazla işletmede olgunluk safhasına erişiriz. Burası Bilgi, Beceri ve Tecrübemizin en üst seviyede olduğu, karakterimizin, temsil yeteneklerimizin en üstte olduğu safhadır ve en verimli olduğumuz dönemdir. Maalesef fazla uzun sürmez, çünkü her doyumun sonrası eğer bir yeniden yapılanma veya kulvar değişikliği yoksa çöküşün ya da düşüşün başlangıcıdır. Eğer yaşımız da bu duruma müsaitse sorun yoktur ancak henüz emekliliği düşünmüyorsak bu erken olgunluk bizi sıkıntıya sokabilir. Dahası aşağıdan gelen yeni kuşak bizi olgunluk koltuğunda rahat ettirmez.
4-Düşüş evresi ise olgunluk aşamasındayken kendisine yeni bir kulvar seçmeyen, yeni zorluklara, alanlara, sektörlere yönelmeyen, teknolojinin ve iş yaşamanın hızına karşı kendini güncellemeyenlerin düştüğü bir safhadır. Konfor alanıdır, tatlı gelir ama maalesef kısa sürer olgunluk ve ardından düşüş kaçınılmazdır. Kimilerimiz olgunluğu dahi yaşamaya fırsat bulamadan bu alana düşebiliriz.
Peki bu 4 ana safhayı hepimiz yaşıyorsak farklı uzunluklarda veya farklı iş mecralarında, safhaların sürelerine, mekanlarına, gidişatına kimler karar veriyor? Biz mi, yoksa bizim adımıza birileri mi, yoksa hayatın akışı mı?
Gerçekten kendimizi tanıyor muyuz? Yaptığımız işlerle karakterimiz, bilgi, beceri ve tecrübelerimiz uyumlu mu tartıyor muyuz? İşimizi seçiyor muyuz? Sevdiğimiz işleri mi yoksa mecbur kaldığımız işleri mi yapıyoruz?
Kariyer yolumuzda farkındalığımızın yüksek olması, nerede olduğumuzu bilmek ve gidişata yön vermek mümkün müdür?
Ne dersiniz?
E. Alkım Erdönmez
Yönetim Danışmanı