Aile Şirketlerinde Uzun Ömürlülük ve Karlılık için 7 Temel Öneri
"Aile Şirketi" kavramını duyduğunda birçok insanın verdiği tepki "kurumsallaşmamış bir yapı işte" şeklinde oluyor. Oysa bu tespit maalesef gerçeği tam olarak yansıtamıyor ve yansıtmakta sığ kalıyor. Bu makalede aile şirketlerine dair bazı veriler paylaşırken danışmanlık tecrübemden yola çıkarak Aile Şirketleri sahipleri, profesyonel yönetici ve çalışanlarına bazı önerilerde bulunmaya çalışacağım.
Dünya'da Aile Şirketleri
Dünyanın bilinen en eski aile şirketi Japonya'da kurulmuştur. Kongo Gumi, 578 yılında kurulmuş ve 1500 yıllık yaşamını 1-2 yıl önce tamamlamıştır. Batış nedeni başlı başına bir makale konusu, incelemenizi öneririm. Ancak Japonya, İtalya, Almanya, ABD, İngiltere gibi ülkelerde çok köklü aile şirketleri mevcut ve dünyanın en kurumsal yapılarını oluşturmaktalar. Tabi arkalarında ise çok köklü aileler mevcut. Kimileri devletlerden dahi uzun ömre sahip.
Öte yandan hepinizin defalarca okuduğu üzere Aile Şirketleri'nde kuşak devri ciddi bir sıkıntı ve 3., 4. kuşağı gören firma sayısı çok küçük yüzdelerde. İstatiksel rakamlarla sizi dünyadaki rakamlarla yormak istemem. Bu da hepimizin bildiği bir gerçek, internette ise birçok veri dolaşmakta.
Türkiye'de Aile Şirketleri
Türkiye'de şu anda aktif olarak çalışan kurulu firmaların sadece %2,5'unun 1980 öncesinde kurulduğu gerçeği insanı şaşırtıyor. Daha ilginci ise firmaların %85'i 1996 sonrası kurulmuş. Yani firmalarımızın çok büyük bir kısmı henüz 20 yaşına ulaşmış bile değil. Daha ergenlik dönemlerini yaşıyorlar, ya da henüz olgunlaşmamışlar, hatta çok yeni kurulmuşlar, işin başındalar ayakta kalmaya çalışıyorlar. Öte yandan 2012 verilerine göre yılda toplam firmaların %26,5'i de her yıl ölüyor.
Ülkemizde hali hazırda (2012 verileriyle) toplam 965.138 firma 3,2 Trilyon TL hasılat üretiyor ve bu rakamın yarısını büyükler oluşturuyor.
KOBİ üstü 6.419 firma, 1,6 Trilyon TL hasılat üretiyor
Orta Ölçekli 30.118 firma, 598 milyar TL hasılat üretiyor
Küçük ölçekli 180.982 firma, 688 milyar TL hasılat üretiyor
Mikro ölçekli 747.619 firma ise, 319milyar TL hasılat üretiyor
Bu tablo açıkça gösteriyor ki bir kısmımız o büyük 6.419 firmada "kurumsal" bir iş hayatı yaşarken, geriye kalanlarımız ise 960.000 irili ufaklı firmada "kurumsallaşma sancıları" yaşıyoruz.
Ülkemizde 3. kuşağa devir %13, 4. kuşağa devir ise %2 seviyelerinde. Tabi köklü firmalarımız da az da olsa var. Birçoğu da gıda ve hizmet alanında çalışıp enterasan bir şekilde çok basit gibi görünen tek bir işte yıllarda uzmanlaşarak bugüne kadar geliyorlar. Kimileriniz bazı restaurantları hatırlamış olmalı.
Uzun Ömür ve Karlılık için Kurumsallaşmak mı Gerekir?
Bu verilere bakarak aslında 2 önemli faktörün önemli olduğunu görüyoruz aile şirketleri için.
1-Uzun Ömürlü yaşayacak şekilde yapılandırılabiliyorlar mı? 2-Hasılatları ve Karları yaşamak için yeterli mi?
Birçok aile şirketi firmamızdan danışmanlık talebinde bulunduğunda aslında bu 2 önemli faktörden birinde sıkıntı yaşar durumda oluyor. Yani ya kuşaklar arası çatışma, ya da ciro yapamaz, kar edemez hale gelmeleri ile bize başvuruyorlar.
Birçok çalışan ve danışman da çareyi hepimizin bildiği o sihirli sözcükte arıyor: "Kurumsallaşma".
Oysa bana sorarsanız formül o kadar basit değil. Hatta TDK'da dahi atıfta bulunulan anlamı taşımayan bu kavram ülkemizde maalesef yanlış anlaşılıyor ve yanlış anlatılıyor. Yabancı literatürde bu kavramın birebir karşılığını bulmak da pek mümkün değil. (En azından ben henüz bulamadım)
Çözüm Uzun Erimli Sistematik Yaklaşımda
Bizim çeşitli firmalarda tecrübe ettiğimiz formül ise firmanın büyüklüğünü, içerisinde yer aldığı sektörü ve en önemlisi firma kültürünü anlayan uzun erimli sistematik bir yaklaşımı tesis etmekte.Burada firmadan bağımsız ailenin de çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Ailenin kökenleri, kültürü, birleşenleri en az firma kadar önemlidir.
Çözüm için bir çokşey söylenebilir ama benim tecrübeme göre en önemli 2 tanesi:
1-Kuşak devri için lider hazırlığı 2-Firmanın uzmanlık alanında derinleşmesi ve yan alanlara girerken dikkatli yapılanması
Bu sistematiği aşağıdaki yöntemle, 7 ana maddeye dayandırarak kurmaktayız:
Kurullarınızı oluşturun ve işletme stratejinizi, kurulların işleyişini, misyon ve vizyon önermelerinizi yazılı olarak tüm kurullara sağlayın. Tabi bunu dostlar alışverişte görsün mantığında değil, gerçekten bu firma Neden Var, Nereye Gidiyor ve Nasıl Gidecek sorularına inandığınız yanıtları vererek yapın. Tabelalara veya ISO belgesine yazmak için değil.
Hesap Verebilir Durumda Olun. Patron olmanız, aileden olmanız sizleri ayrıcalıklı hiçbir zaman kılmamalı. Hem ailenize hem de kuruma karşı sürekli hesap verebilir durumda olmanız gerekmektedir.
Objektiflik ve bağımsızlığı kaybetmeyin. Birçok aileden gelen yöneticinin içine düştüğü hata, aileden olanı veya aileye yakın olanı kayırmak şeklinde oluyor. Siz bu hataya asla düşmeyin.
Firma yöneticinizi gündelik rutinden kurtarın, stratejiye odaklayın. Firma yönetimini profesyonellere emanet ederken onları, özellikle tepe yöneticileri operasyondaki rutine boğmayın, stratejik olarak fayda yaratmalarını sağlayın.
Aile ihtiyaçlarını şirketin ihtiyaçlarından ayırın, servetinizle işletme sermayenizi karıştırmayın. En çok yapılan hatalardan bir diğeri. Çalışanları da en çok rahatsız eden konulardan birisi, bu konuda çok hassas ve dikkatli olun.
Risk yönetimi için danışmanlık desteği alın ve firmanızı çeşitli yönetim kurulları ile yönetin. Tek aile şirketi siz değilsiniz, uzun ömürlü olmak için örnek alabileceğiniz aile ve kurumlar var. Öte yandan hasılat ve karlılık anlamında da bakış açınızı genişletecek bir çok iş modeli var. Tüm bunlardan sürekli danışmanlık desteğiyle farklı alanlarda uzmanlardan yararlanarak haberdar olun, faydalanın.
Kurucu Liderin firma yönetim kültürünü bir sonraki kuşağa yumuşak bir geçişle hazırlayın. En zor ve en kritik konulardan birisi. Burada çok detaylı ve hassas bir çalışmaya ihtiyacınız var.
Detaylarına girdiğimizde her bir maddenin altı birçok dünyada ve ülkemizde kabul görmüş, olumlu sonuç üreten yöntem, teknik, araştırma ile beslenmektedir. Ancak prensip olarak Kurul'lardan oluşan ve bu 7 maddelik sistematiği izleyebilen şirketler hem dünyada hem de ülkemizde uzun ömürlü ve karlı yapılara evrilebilmektedirler.
Sizlerin de Aile Şirketleri yönetimlerine dair fikirleriniz, tecrübeleriniz varsa yorumlarda paylaşırsanız severek okumak isterim.
İyi çalışmalar,
Alkım Erdönmez aerdonmez@entekik.com.tr