top of page

Uygun Pozisyon Mutlu Çalışan



Şüphesiz ki insan hayatında alınabilecek en önemli kararlardan birisi meslek seçimidir. Bundan dolayıdır ki daha ilkokul sırasında küçük bir çocukken rehber öğretmenlerimiz tarafından yapılan meslek testlerinin sonuçlarına göre, anne ve babamız, aile büyüklerimiz, alanında uzmanlaşmış doktor, mühendis, yönetici, eczacı, öğretmen gibi birçok meslek sahibi tanıdıklarımız tarafından "Filanca işte çok para var’’ "Sen bu işi çok iyi yaparsın’’ "Bu iş tam senlik’’ "Bu geleceğin mesleği olacak demedi deme!’’ "Devlete kapak attın mı tamamdır bu iş" gibi tavsiyeler doğrultusunda kararlar almaya çalışırız. Her kafadan ayrı bir ses çıkması sonucunda ve çoğu zaman özellikle de anne babamızın gönlünü kırmamak için bazen yanlış sularda yüzeriz, yanlış mesleklere yöneliriz. Alınan bu yanlış karar hayatımızda tahmin edilemeyen sonuçlara sebep olabilir.

Doğru meslek seçimi konusunda yukarıda saydıklarımız dışında bireylere profesyonel bir şekilde gerek meslek seçimi öncesinde eğitim hizmetleri vererek gerekse sonrasında danışmanlık hizmeti veren İK biriminin ayrı bir yeri vardır. Çünkü bu noktada İK, çevremizdeki insanların subjektif tavsiyelerinden ziyade hem verimliliği hem de çalışan mutluluğunu baz alarak girişimde bulunacaktır. İşini severek yapan, mutlu çalışan bir bireyin iş tatmininin ve motivasyonunun yüksek olmasının verimliliği artıracağının kaçınılmaz bir gerçek olduğu düşünüldüğünde meslek yönlendirmesinin, uygun pozisyona doğru aday yerleştirilmesinin önemi yadsınamaz. Bu noktada İK birimine özellikle de işe alım süreçlerinde belirlenen pozisyonlara o işi en iyi şekilde yapacak, işini sahiplenecek ve en önemlisi o işi severek yapabilecek adaylar bulmak, pozisyon için en uygun adayı seçmek ve yerleştirmek konusunda ciddi bir görev düşmektedir.

Peki İK bu süreci nasıl bir yol izleyerek yönetebilir? Uygun pozisyona doğru adayı nasıl yerleştirebilir? Adayın çok nitelikli olması, tecrübeli olması, kendini iyi ifade edebilmesi bu süreci başarıyla tamamlamak için bir noktaya kadar yeterli olabilir belki ancak uzun vadeli düşünüldüğünde işini severek yapacak o işi gerçek anlamıyla isteyecek adayların bulunması işletmeleri bir adım ileriye götürecektir. Düşünüldüğünde alanında çok başarılı olmuş ancak aklı güzel sanatlarda kalmış bir mühendis hem kendini hem şirketi nereye kadar ilerletebilir? İlerletse bile aslına bakıldığında bu süreç mühendis açısından ızdırap verici olabilir. Çok çalışır, çok çaba sarf eder, hırslıdır, deneyimlidir, öz güvenlidir, çalışmaları ile şirket karlılığını artırır! Ama dönüp de kendisine bakıldığında içten içe aklının başka yerlerde olduğunu görmek zor değildir. Peki nasıl anlayacak İK adayların gerçekten çalışmak istediği pozisyonu, hayallerini, o işi gerçekten sevip sevmeyeceğini? Bu süreçte İK çalışanlarının adayları daha iyi tanıyacağı, analiz yapmalarını kolaylaştıracak ve her İK Birimi’nin yaptığı klasik DISC envanter testlerini destekleyecek olan mülakat soruları devreye girmektedir.

İşe alım sürecinin temel taşlarından birini oluşturan mülakat soruları adayları lise yıllarında sözlüye kalkmış hissiyatı verecek şekilde soru-cevap şeklinde değil de hem adayları rahatlatacak, başka bir kişiliğe bürünmesini engelleyecek şekilde sohbet havasında geçmelidir. Bu şekilde devam eden mülakat adayların masanın karşı tarafında olmasının yarattığı stresi azaltacak ve adaylara sorulan açık uçlu sorular sayesinde onlar hakkında ipuçları yakalamamıza imkan tanıyacaktır. Sohbet havasında geçen mülakat adayların karşısındaki İK çalışanına daha dürüst yaklaşmasını sağlayacak, olumlu özelliklerini yanında olumsuz özelliklerinin de karşı tarafa doğru bir şekilde aktarımını gerçekleştirecektir. Bu şekilde ilerleyen mülakatta aday karşısındaki İK çalışanının samimiyetine de güvenerekten "Aslında ben kendimi şu alada geliştirmek istiyorum’’ , "Aslında benim şu yönüm şu pozisyona daha uygun’’ gibi cümlelerle başlayarak bu iş için gerçekten uygun olup olmadığını, gerçekten bu işi severek yapıp yapamayacağını kendiliğinden itiraf edecektir. İK çalışanlarının adaylardan duyduğu bu sözler o kişinin o işi severek yapıp yapamayacağını, başarılı olup olamayacağını anlamasına ışık tutacaktır.

Bu nedenle İK çalışanları mülakat sırasında mümkün olduğunca adayların kendilerini anlatmalarına fırsat vermeli ve onları çok iyi dinleyip analiz ederek küçük detayları yakalamalıdırlar. Bunun sonucunda hem İK uygun pozisyona doğru aday yerleştirerek süreci başarı ile sonuçlandırmış olacak hem de işini severek yapan aynı zamanda da nitelikli çalışan sayesinde şirketler de başarıya adım adım yaklaşacaktır.



Öne Çıkanlar
Son Yayınlananlar
Etiketlere Göre Arama
bottom of page